6 Tem 2012

Merhaba.

Merhaba. Bunlari fazla salgiladigim ve ne bok oldugunu bilmedigim bir hormondan dolayi titreyen ellerimle, 71 askeri muhturasi notlarinin arkasina yaziyorum. Demirel Hukumeti gibiyim. İcimin kampus ve sokaklarindaki siddeti onleyemiyor, yasalari icimin meclisinden geciremiyorum. Guclu degilim. Dolayisiyla inandirici hic degilim bla bla bla... Konfucyus uyurken yataktan dustu dun gece. Sonra da dustugune sasirdi. Yeni bir taktik gelistirdi, uyurken kafasinin ustunu (bizim "tepe" dedigimiz yer) parmaklarimin uzerine koyuyor hep oksayayim diye. Pamugu yikadim gecen gun, artik sadece agzi kokuyor. Onunla bir anlasma yaptik, el sıkıstık; beni birakip gitmeyecek uzunca bir sure daha. Gunduzler iyi, gunduzler guzel, gunduzler bir sekilde geciyor da geceler oyle degil. "Butun hastaliklar geceleri azar" derdi babaannem. Dogrudur. Aglaya aglaya yoruluyorum da ancak oyle uyuyabiliyorum. Goz kapaklarim, goz altlarim surekli yaniyor, soyuluyor. Tuzdan herhalde. Cok cirkinim, gorme. Gormuyorsun zaten. Bepanten suruyorum cok yandiginda da bana misin demiyor.  Klasik ben iste. Kendini acitirken bir taraftan da acimasin diye ugrasan. Tanidiginda da boyleydim, artik tanimiyorsun, yine boyleyim.  Merhaba. Kafamin ici cenaze evi gibi. Uzulenler, teselli edenler, sorular soranlar hep orada.  Sigarayi gunde uc pakete cikardim. Birsey soyleyeyim mi: Sikimde degil. Ah bir de gidip alma derdi olmasa...  Gitmem ya doktora gitmisim mesela. "Kanser" demis. "Oh!"  demisim. Sonra terapinin radyosunu, kemosunu falan hep reddetmisim. Eve gidip aynada kendime tekrarlamisim. Kabullenmisim, sindirmisim. Yaslilara soylememisiz uzulurler diye. Oysa olume en metanetli onlardir. Yine de soylememisiz. Hayatima giren herkesle hesaplarimi kapatmisim. Olmekte olan bir insandan daha guclu ne olabilir ki baska? Sevgisiz, kayitsiz, anlayissiz, ofkeli kalamaz ona hickimse. Cocuklugumdan beri hep yatagimda oldugumu hayal ederim. Etrafimda sevdiklerim, vedalasiyorlar benimle tek tek. Soylenmemis hicbir soz kalmasin gayretindeler. Bense artik hicbirseyin gayretinde degilim. Oyle kaygisiz, oyle birakmis, oyle huzurluyum. Bundan sonrasi gok, deniz, toprak, ates... Bundan daha guzeli olamaz olumun.  Merhaba. Hayat iste... Biliyor musun hicbirseyi kendin secmedin ne yazik ki. Onune konan seyleri sen sectin zannediyorsun ama oyle degil. "Boyle yasayacaksin" diretisinden ibaret hayatin. Onun icinde sıkısıp kalmak ve bunu farketmemenin gururuyla senin gibi olmayanlari, ozellikle beni ezmek en buyuk zevkin. Karsi cikarsan olmaz. Karsi cikarsan sevilmezsin, dislanirsin, yalniz kalirsin. O yuzden karsima gecip bana, kendi basina secebildigin tek seye "Biraz normal olamaz misin?" diyorsun. Biraz normal... Ne kadar makul bir isteme sekli. "Birazsa olabilirim belki" diye dusunurken buluyorum kendimi. Sonra da olamayinca "Birazdi aslinda, onu bile olamiyorum" guvensizligiyle. Kendime kiziyor, kusuyorum. Yapamiyorum ve sen yapamamis halimi begenmiyor, sevmiyor, istemiyorsun... Haksizlik... Bilmemkac milyar yabanci insan arasindan kendi basina buldugun, yolunu kesistirdigin, kendi basina sectigin tek seye; onune "Al bunu sec!" diye konmamis tek seye "Degis" diyorsun. Herkese benzetmeye calisiyorsun.  Beni neden sever biri? Beni neden sevdin? Boyle oldugum, ben oldugum icin mi, degistiririm umidiyle mi? Hangisi? Duygularimin koseleri yok. O yuzden de kivrilip bukulemiyorlar. Dumduz. Ne hissediyorsam o. Uzulunce benim uzuldugumde verdigim tepkiden, sevinince ben sevindigimde verdigim tepkiden baskasini veremiyorum. Ahmet'in sevgilisi degilim, Mahmut'un sevgilisi degilim. Onlar gibi olamam, hic olmadim. Beni degistiririm umidiyle sevdiysen simdi sevdigin, istedigin onlarsa anlarim. Ama beni boyle oldugum icin sevdiysen degismeyen beni sevmemeni anlayamiyorum... Haksizlik... O kadar insanin icinden... DNA'lar, noronlar, feromonlar... Cikamiyorum isin icinden... Duygular eskir mi? Duygular yipranir mi? Siddetini kaybeder mi? Biz onlara bunlari yaptigimizi, onlari egip buktugumuzu sanirken her an pusudaki sinsi birer dusman gibi bilincaltimiza mi saklanirlar yoksa? Hadi bir zamanlar sevdigimiz herseyi geride birakalim. Hadi biraz oyun oynayalim. Hadi biraz baskalari, hadi biraz soguk su, hadi biraz daha zaman gecsin. Hadi bir film secip arkamiza yaslanalim ve gecmesini bekleyelim. Hadi biraz sarilmak, hadi biraz koklamak, hadi biraz opusmek, hadi biraz sevismek, hadi biraz butun olmak yerine bunlari koyalim.  Bilmemkac milyar insan... Mutlu kalabalik. Seni cagiriyorlar. Hadi biraz git... Ben biraz olecegim... Merhaba.