22 Tem 2009

1, 2, 3!

Pazar, Pazartesi, Salı.
1, 2, 3... Heyecanlı olmalısın.

Canım çok acıyorken bir oyun buldum tesadüfen: Zaten olmuş olan ve aksine inanmak istediğin ya da henüz olmamış olan ve olmasını istediğin birşeyi içinden tekrarlıyorsun yoğunlaşarak, defalarca. Ancak bu şekilde uyuyabildim. Kafamı kollarımın arasına aldım ve içimden söyledim tekrar, tekrar, tekrar, tekrar, tekrar...
Gittim, Soulstuff dinledim. İçtim. Bitkin düşene kadar dans ettim. Uyandığımda bir araya geldiğinde hiçbir mana teşkil etmeyen kelimeler vardı yanıbaşımda. Hatırlamam zaman aldı. Hatırladığımdaysa saptadım ki;
Hançeri önce kendime batırırım keskinliğini test etmek için. Yeterince derine giriyorsa, yeterince acıtıyorsa tamamdır. O nedenle ulaşmaması mümkün değildir hedefe, bilmelisiniz.
“Sen” ve “Ben”im baş harflerimiz büyük yazılırken bir zamanlar, şimdi “O” derken büyük konuşuyorsak bir bildiğimiz vardır, merak etmeyiniz.

1, 2, 3... Bir yolcuyu karşılarken sarılmalısın, etine geçmeli tırnakların. Kodlamalısın kokusunu beynine, hafıza nankördür.

Dört belgesel izledim. Biri kapitalizm (globalizm dediğiniz b*kçuvalı: slavery via one world order), diğeri bizden sonra kurtların, kuşların, binaların, köprülerin halleri nice olur (insan nesli bir anda dünyadan yok olursa, beşyüz yıl sonrasında bütün bu ihtişamlı yapılarımızdan hiç biri doğaya meydan okuyamayacak. Bundan yüzyıllar önce yapılmış Giza Piramit’i ve Çin Seddi hariç, ne ironik) konuluydu. Diğer ikisi de aşk (limbik beynimi aldırmak istiyorum) hakkındaydı.

1, 2, 3... Sonra birşeyler yemelisiniz. Bence makarna yersiniz, ya da pizza... Dondurma ve cheesecake de iyi gider üstüne.

Yorulmalıyım, çok yorulmalıyım. Koşarken düşündüklerimi yüzerken unutmalıyım. Rüyamda birileri beni zehirlemeye çalışıyordu. Tabanlarım yanıyordu, yaslandığım trabzanlar yıkılıyordu. İki adamı aşağıya attım dördüncü kattan, ki zaten burunları kanıyordu. Bir tanesini bir deli karşıladı dans ederek.

1, 2, 3... Kendi kendilerini, bir sevgiliyi, bir kenti terkeden insanlar çok mutlu olmak zorundalar. Olmalısınız...


14.06.09

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder